21 Ocak 2016 Perşembe

ÖĞRENME TÜRLERİ VE SÜREÇLERİ



ÖĞRENME TÜRLERİ VE SÜREÇLERİ

     Öğrenme, kişilerin yaşantıları boyunca devam eden, sürekli olarak yenilenen bir olgudur. İnsanların toplumdaki kişilerle ve yaşadıkları çevreyle uyum içerisinde olması için öğrenme bir gerekliliktir.
 Kişilerin kendi davranışlarını, olaylara verdikleri tepkileri, yaşamak aracılığıyla etrafa uygun şekilde değiştirmesi olarak da tanımlandırılabilir. Ayrıca sürekli tekrar eden bir olaya karşı bağışıklık kazanılmış olarak verilen tepki öğrenme sonucu oluşmuş bir tepki değildir. Karıştırılmaması gerekir. Çeşitli öğrenme türleri bulunur ve hepsinin işleyiş süreçleri farklıdır. 


1)DENEME - YANILMA YOLUYLA ÖĞRENME:


     Yapılan birçok tekrar ve denemeler sonucunda yeni davranışların kazanılması esasına dayanır. Bu denemeler esnasında olumlu nitelikteki davranışlar sürdürülür, olumsuz nitelikteki davranışlar terkedilir. Böylece tekrar sayısı arttıkça hata miktarı azalır, hata miktarı azaldıkça da öğrenme düzeyi artar. Örneğin televizyonun uzaktan kumanda düğmelerinin nasıl bir fonksiyona sahip olduğunun deneme – yanılma yoluyla öğrenilmesi gibi.


2)MOTOR ÖĞRENME:


     Bedensel davranışların düzenli olarak gösterilmesi, kaslara dayalı beden hareketlerine beceri kazandırılması esasına dayanır. Örneğin jimnastik, bale hareketlerinin kurallarına uygun olarak yapılması motor öğrenmeyi gösterir.


3)BİLİŞSEL ÖĞRENME:

     Bilgi depolama ve bilgiyi işleme biçiminde değişiklik yapma ile ilgili bir öğrenme yoludur, insan ve diğer üst düzeyde zihinsel bakımdan gelişmiş canlılarda görülür.

     Bilişsel öğrenmenin bir alanı “yer öğrenme” dir. Öğrenecek kişiye birbirine bağlanacak olaylar gösterilir, fakat belirli davranışlar için pekiştirme yapılmaz, hatta bilgiler verilirken deneğin hiç hareket etmemesi sağlanır. Ancak verilen bilgilerle deneğin zihninde yerlerle ilgili bir “bilişsel harita” oluşmuş olur. Bu açıdan, bilişsel öğrenmede belleğin rolü çok büyüktür.

  •  Kavrayış yoluyla öğrenme: Olaylar ve durumlar arası ilişkinin bir anda görülmesiyle, problemin zihinde çözülmesi esasına dayanır. Örneğin, Arşimed’in suyun kaldırma kuvvetini bulması buna örnektir.
  • Model alarak öğrenme: Bazı davranışların kazanılması örnek alma, taklit yoluyla gerçekleşmektedir. Modanın öğrenilmesi, göreneklerin öğrenilmesi bu yolla gerçekleşir.
  • Sözel öğrenme: Bireyler tarafından nesnelerin yerini tutan sözcüklerin, kavramların kazanılmasından sonra, sözel anlatımlarla gerçekleşen öğrenmelerdir. Örneğin; organizmadaki kalp, böbrek gibi iç organların nasıl faaliyet gösterdiklerinin sözle anlatılması bu öğrenmeye girer.

4)KOŞULLANMA YOLUYLA ÖĞRENME:


     Kişi önceden herhangi bir tepki vermediği durumlara ödül ya da ceza verilerek tekrar edilmesi durumunda tepki vermeye başlar. Koşul yoluyla öğrenmenin temeli budur. Koşullanarak öğrenme kendi arasında iki gruba ayrılır. Bunlar;
-Klasik(Tepkisel) Koşullanma
-Edimsel(Operant) Koşullanma 

KLASİK KOŞULLANMA



A)KLASİK (TEPKİSEL) KOŞULLANMA:


Klasik koşullanma deneysel olarak incelenen ilk koşullanma türüdür. Klasik koşullanma üzerinde ilk deneyleri Rus fizyologu İvan PAVLOV yapmıştır. Sindirimde salyanın rolünü inceleyen Pavlov deney hayvanı olarak incelediği köpeklerde ,salya salgılanmasının yiyecek ağza konmadan önce başladığını gördü.Normal olarak salgılamanın yiyecek ağza konduktan sonra görülmesi gerekirdi. Bu durumu inceledi. Yaptığı deneyle ortaya klasik koşullanma yolu ile öğrenmeyi ortaya koydu. Deneyi koşullu refleks olarak da bilinir.


KLASİK KOŞULLANMA YOLUYLA ÖĞRENME


Pavlov deneyinde köpeği sadece dışarıdan içerinin görülebildiği ses geçirmez pencereli bir odacığa koyar.Köpeği her salya salgılamasında salya miktarını ölçecek kendi geliştirdiği bir aygıta bağlar. Pavlov köpeğe önce zil çalar daha sonra yiyecek(et) verir. Tekrarlanan deneyler sonunda, köpeğin yiyecek olmadan sadece zil sesine salya davranışında bulunduğu görülür.Yiyecek(et) ile zil sesinin birlikte verilme süreci ne kadar fazla olursa önceleri az salgılanan salyanın miktarının o kadar arttığı gözlenir.



Koşullanma sürecini özetleyecek olursak;

Koşulsuz Uyarıcı (ET)                                   = Koşulsuz Tepki (SALYA)

Nötr Uyarıcı (ZİL) + Koşulsuz Uyarıcı (ET) = Koşulsuz Tepki (SALYA)   bir süre bu tekrarlandıktan sonra,

Nötr Uyarıcı (ZİL)                                          = Koşullu Tepki (SALYA)

NOT: Klasik koşullanmada dikkat edilmesi gereken iki önemli nokta vardır: 


  1. Şartsız tepki doğal bir davranıştır. Örn: ETe karşı SALYA akıtma. Dolayısıyla sonradan öğrenilen davranışlar klasik koşullanma da ‘kullanılamazlar.
  2. Şartsız uyarıcı ile şartsız tepki arasındaki bağ doğal bir bağdır. Yani hiçbir köpeğe ete karşı salya tepkisi vermesi ÖĞRETİLMEMİŞTİR



ÖRNEKLER:
  • Zil sesi duyunca teneffüse çıkma ; öğrenci okula ilk geldiğinde zile karşı hiçbir tepki göstermez. (Nötr Uyarıcı) Ancak her zil çaldığında teneffüse çıkılacağını birkaç denemeden sonra öğrenir. Ve zil erken çalsa bile teneffüs zamanının gelip gelmediğine bakmadan dışarı çıkar.                      
  •  Anne bebeğini dışarı çıkaracağı zaman onu bebek arabasına bindirmektedir. Bir süre sonra bebek çocuk arabasına her oturduğunda dışarı çıkılacakmış gibi sevinç göstermektedir. Çocuk arabası önce nötr uyarıcıdır daha sonra koşullu uyarıcı haline gelmiştir.  
NOT: Fobiler genellikle klasik koşullanma sonucu oluşur. Buna örnek olarak;
  • Kararan gökyüzünün insanı hüzünlendirmesi , köpek görünce korkma . enjektör görünce korkma , öğretmen görünce korkma...
 KOŞULLANMA İLKELERİ

  1. Genelleme: Organizmanın koşullu uyarıcının benzerlerine de aynı tepkiyi vermeyi öğrenmesidir. Örn. zil sesine karşı salya salgılamayı öğrenmiş köpeğin çıngırak sesine de salya salgılaması... 
  2. Ayırt Etme: Genellemenin tersidir.Organizmanın iki uyarıcı arasındaki benzemeyen özellikleri fark etmesidir.köpeğin zil sesi ile çıngırak sesini birbirinden ayırt etmesi öğretilmiştir. Her zil sesi pekiştirilip, çıngırak sesine karşı herhangi bir pekiştirme verilmediğinde organizma iki uyarıcıyı birbirinden ayırt edebilmektedir.. 
  3. Sönme: Koşullu uyarıcının birçok defa yalnız verilmesi sonucu organizmanın artık koşullu uyarıcıya tepkisinin zayıflamasıdır. Örn. Pavlov’un deneyinde uzun süre zil çalınır et verilmezse köpek artık zil sesine tepkide bulunmamaya başlar. Bu durum sönmedir.
  4. Kendiliğinden Geri Gelme: Sönme yoluyla yok olan tepkinin bir süre sonra tekrar geri gelmesidir. Örn. Uzun süre zil sesi duymadığından dolayı salya akıtma davranışı sönen bir köpek, bir süre sonra zil sesine benzer bir uyaranla karşılaştığında tekrar salya akıtabilir. Fakat bu tepki az ve kısa sürelidir. Başka bir örnek verecek olursak; Şampuanla banyo yaptırılan çocuk gözleri yandığı için ağlamıştır. Daha sonra annesi gözleri yakmayan şampuanla çocuğunu banyo yaptırmış ve çocuk ağlamamıştır. Bir süre sonra çocuk şampuanı gördüğünde tekrar ağlamaya başlamıştır. 








 

EDİMSEL KOŞULLANMA



2)EDİMSEL(OPERANT) KOŞULLANMA: Edimsel koşullanma kuramı içten gelerek yapılan hareketler olan edimlerin de şartlanabileceği ve bu yolla öğrenmenin gerçekleşebileceği görüşüne dayanır (Kocabaş, Elden, Yurdakul, 1999:109).
 İnsanlar çevrelerinde bulunan çeşitli nesnelerle etkileşim kurarak farklı davranışlarda bulunurlar. Thorndike'ın çalışmalarından hareket eden Skinner, organizmanın davranışlarını uyarıcılara karşı gösterilen otomatik bir tepki olmaktan çok kasıtlı olarak yapılan hareketler olarak kabul etmektedir. İnsanların herhangi bir ihtiyaç durumunda organizmanın kendiliğinden ortaya koyduğu davranışlara “edim” adı veren Skinner, bu edimlerin, onları izleyen sonuçlardan etkilendiğini ileri sürmektedir. Skinner’in geliştirdiği edimsel koşullanmaya göre edimsel davranış; bilinen bir uyarıcı tarafından oluşturulmaz; organizma tarafından ortaya konur ve sonuçları tarafından kontrol edilir ( Yeşilyaprak, 2005). 




Skinner, edimsel koşullama çalışmaları için ses ve ışık geçirmez çevreden yalıtılmış “Skinner kutusu” adı verilen bir araç kullanmıştır. Bu ses geçirmez kutuda, hayvan manivelaya bastığında belli bir miktarda yiyecek veren bir mekanizma vardır. Aynı zamanda manivela, hayvanın kutuda bulunma süresi içinde manivelaya basman sayısını grafik olarak çizen bir kaydetme sistemine bağlıdır (Senemoğlu, 2005).

Manivelaya basma davranışının koşullandırılma süreci üç basamakta gerçekleşmektedir:

  1. Yoksunluk (Deprivation) : Denek olacak fare bir yoksunluk programına tabi tutulmuştur. Deneyden birkaç gün önce 23’er saatlik periyotlarla hayvana yiyecek verilmez. Aynı şekilde pekiştireç olarak su kullanılacaksa hayvan susuz bırakılır.
  2. Besleme Mekanizması (Magazine Training) Eğitimi: Hayvan yoksunluk programından sonra Skinner kutusuna konulur. Deneyi yapan kişi dışarıdan bir düğmeye basarak periyodik bir şekilde besleme mekanizmasını harekete geçirir. Besleme mekanizması harekete geçirilirken düğmeye basma hafif bir ses meydan getirir ve arkasından da yiyecek gelir. Dolayısıyla hayvan giderek düğmeye basma sesi ile yiyeceğin gelmesi arasında bir ilişki kurar. Bu durumda düğmenin çıkardığı ses, birincil pekiştireç olan yiyecekle ilişkilendirilerek ikincil pekiştireç haline gelmektedir. Ses, aynı zamanda havyan için gerekli tepkiyi yaptığı takdirde yiyecekle pekiştirileceğinin bir işareti de olmaktadır.
  3. Manivelaya Basma (Lever Pressing) : Bu basamakta hayvan kendi başına bırakılır. Hayvan besleme mekanizmasını harekete geçirecek olan manivelaya basar. Edimsel koşullama ilkelerine göre, manivelaya basma davranışı, yiyecekle pekiştirildiğinden tekrarlanma eğiliminde olur (Senemoğlu, 2005).

Edimsel koşullamanın temeli olan bu deneyden çıkarılacak sonuç “davranışın sonuçları tarafından kontrol edildiği ve olumlu sonuçlanan davranışın devam ettiğidir”. Bu sonuç aynı zamanda edimsel koşullamanın temel ilkesidir (Kaya, 2001).



Hergenhahn’a göre edimsel koşullanmanın iki temel ilkesi vardır:

  • Pekiştirici uyarıcılar, edimsel davranışların meydana gelme oranını ya da olasılığını artırır.
  • Pekiştirici uyarıcının izlediği tepkiler tekrarlanma eğilimindedir.





EDİMSEL KOŞULLANMAYLA İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

   1)Pekiştirme: Bir davranışın kuvvetlendirilmesidir.Pekiştirmede organizmaya olumlu pekiştireçverilerek ya da ortamda bulunan olumsuz pekiştireç çıkartılarak davranış güçlendirilir ve devamı sağlanır. Pekiştireç, izledikleri davranışın sıklığını artıran çevresel uyaranlardır. Bu uyaranların verilmesi işlemine pekiştirme denir. Örneğin öğrenci ödevini doğru yaptığında, öğretmenin öğrencinin defterine yıldız koyması, öğrencininileride ödev yapma olasılığını artıracaktır. Bu işlemde yıldız olumlu pekiştireç, yıldız konulmaz ise olumlu pekiştirmedir. Pekiştireçler meydana getirdikleri etkilere göre iki gruba ayrılır:

  • Birincil Pekiştirme:  Yiyecek, su, cinsellik gibi organizmayı doğal olarak pekiştiren ve canlının yaşaması ile ilgili olan pekiştireçlerdir.
  Örn: Çocuğuna tuvalet eğitimi veren bir anne, çocuğun kendi başına tuvalete her gidişinin ardından onu çikolata ile ödüllendirmektedir. Burada annenin çocuğuna verdiği çikolatanın yerine getirdiği işlev birincil pekiştireçtir. (2002 KPSS sorusu)
  • İkincil Pekiştirme: Herhangi bir nötr uyarıcının olumlu birincil pekiştireçlerle ilişkilendirilmesiyle olumlu pekiştireç özelliği kazanan uyarıcılardır.

  Örn: Öğrenci yıldız aldığında mutlu olur. Burada öğrenci ikincil pekiştireç, yıldız birincil pekiştirmedir.

  • Olumlu Pekiştireç: Ortaya konulduğunda belirli bir davranışın yapılma olasılığını arttıran uyarıcılardır.
  Örn: Sınıfta bir soruyu doğru cevaplayan öğrenciye ‘aferin’ denilmesi, öğrencilerin sorulara cevap verme davranışının tekrarını sağlar.                                                                         Ders çalışan bir öğrenciye yüksek puan verilmesi ders çalışma davranışının tekrarlanmasını sağlar.
  • Olumsuz Pekiştireç: Ortamdan çıkarıldıklarında belirli bir davranışın yapılma olasılığını arttıran uyarıcılardır.
  Örn: Bir öğrenci evindeki aile kavgalarından, sorunlarından kaçmak için okula geliyorsa okul bu öğrenci için olumsuz bir pekiştireçtir. Çünkü öğrenci okula gelerek kendisine acı veren sorunlardan kurtulmakta ve rahat etmektedir.


   2)Ceza: Ceza, organizmaya istemediği bir şeyin verilmesi ya da istediği bir şeyin verilmemesidir. Ceza uygulandığı sürece, yapılması istenmeyen davranış baskı altına alınır, ancak alışkanlık yok edilemez.

  • Birincil Tür Ceza: Hoşa gitmeyen uyarıcının ortama verilmesi sonucu davranışın yapılma sıklığının azaltılmasıdır.
Örn: Evde top oynarken vazoyu kıran çocuğuna annenin tokat atması, ders çalışmayan öğrencilerin sınıfta kalması...

  • İkincil Tür Ceza: Hoşa giden uyarıcının ortamdan çekilmesi sonucu davranışın yapılma sıklığının azalması.
Örn: Ders çalışmayan öğrencinin televizyon izlemesine izin vermemek, Kurallara uymayan sürücünün ehliyetinin elinden alınması…

!! ÖNEMLİ !!:  Olumsuz pekiştirme ile ceza birbiri ile karıştırılmamalıdır. Olumsuz pekiştirmede hoşa gitmeyen uyarıcı ortamdan çıkarılarak davranışın yapılma sıklığı artırılırken; cezada hoşa gitmeyen uyarıcı ortama sokularak davranışın yapılma sıklığı azaltılmaktadır..

    3)Ayırt Etme: Eğer bir davranış, ortamda bir uyarıcı varken pekiştirilir, bir başka uyarıcı varken pekiştirilmez ise, bir dahaki sefer ilk uyarıcının bulunduğu ortamda davranış sergilenir, diğerinde ise sergilenmez.

 Örn: Bir çocuğun bahçede oyun oynayan çocuklar içerisinde yalnızca sevdiği arkadaşını gördüğünde bahçeye oyun oynamaya çıkması.


   4)Sönme: Edimsel koşullanma ile öğrenilen davranışlar uzun süre pekiştirilmezler ise davranışı gösterme sıklığı giderek azalır ve davranış söner.

Örn: Problemi doğru çözen öğrenciye her defasında öğretmen pekiştireç vermektedir ve çocuk böylece problem çözme davranışını geliştirir. Ancak öğretmen pekiştireç vermeyi bırakırsa öğrencinin davranışı zamanla azalır ve söner… 

   5)Kendini Gerçekleşen (doğrulayan) Kehanet: Birey kendisi ya da olaylar hakkında doğru olmayan ve olumsuz düşüncelere dayanarak davrandığında, bir süre sonra diğer insanların yaklaşımı ve olayların gelişimi de bu şekilde gerçekleşir.


  Örn: Matematik dersinde ben başaramıyorum, öğrenemiyorum şeklinde düşünen ve çaba göstermeyen bir öğrenciye bir süre sonra öğretmeni, anne ve babası, ‘sen matematiği öğrenemezsin’ şeklinde yaklaşır. Böylece davranış pekişmiş olur ve kehanet gerçekleşir.


   6)Biçimlendirme: Biçimlendirme, tepkiyi farklılaştırmadır. Önce, gösterilen davranışlardan istenilen davranışa en yakın olan davranış pekiştirilir, bir müddet sonra daha yakını ve giderek daha yakını pekiştirilerek, en sonunda beklenen davranışın gösterilmesi sağlanır.


   7)Premack İlkesi (Büyükanne Kuralı): Az tercih edilen etkinliklerin daha çok yapılmasını sağlamak için az tercih edilen etkinlikleri çok tercih edilen etkinliklerin izlemesidir. Bu ilkedeki izlerlik daha az yeğlenen etkinlik yapıldıktan sonra, yeğlenen etkinliğin yapılmasına izin vermeyi gerektirir.



   8)Kendiliğinden Geri Gelme: Edimsel koşullanmada pekiştirilmediği için sönen bir davranış (tepki) bir süre sonra pekiştirme ya da herhangi bir sebep yokken geri gelebilir.






KLASİK KOŞULLANMA VE EDİMSEL KOŞULLANMANIN KARŞILAŞTIRILMASI




KLASİK(TEPKİSEL) KOŞULLANMA
EDİMSEL(OPERANT) KOŞULLANMA
Klasik şartlanmada uyarıcı; ışık ya da ses gibi belirli bir olaydır
E. şartlanmada ise uyarıcı belirli bir olay değildir.
Klasik şartlanmada davranış uyarıcıyı takip ederken ;
E. şartlanmada davranış  uyarıcıdan önce gelmektedir.
K. şartlanmada tepkide uyarıcı gibi bellidir.
E. şartlanmada ise tepkiler tesadüfidir.
K. şartlanmada pekiştirme daima insan ya da hayvanın yaptığından bağımsız olarak şartlı uyarıcının sunulmasından hemen sonra yapılır. Pekiştirme,  gösterilen tepkiden bağımsızdır.
E. şartlanmada ise pekiştirme yapılan tepkiye bağımlıdır. Fare yiyecek kutusuna bağlı olan pedala dokunmadıkça yiyeceğe ulaşamaz.
K.şartlanmada öğrenme nötr uyarıcı ile şartsız uyarıcı arasında çağrışım kurularak gerçekleşirken;
E. şartlanmada öğrenme şartlanmada öğrenme davranışları etkilemesiyle gerçekleşir.
K.şartlanmada genelleme ve ayırt etme istemsiz, duygusal ve fizyolojik tepkilerdir.
E. şartlanmada genelleme ve ayırt etme istemli bir süreç haline getirilmeye çalışılır.
 Tepkiler açık ve bilinçlidir.
K. şartlanmada sönme şartsız uyarıcının yokluğunda şartlı uyarıcı tekrar tekrar verilirse  şartlı tepki ortadan kalkar.
E. şartlanmada ise davranış pekiştirilmezse ortadan kalkar.
K.  şartlanmada refleks davranışlar ön plandadır.
E. şartlanmada ise psiko-motor davranışlar etkilidir.

K. şartlanmada duygusal, psikolojik ve fizyolojik davranışlar öğrenilir.
E. şartlanmada ise bilgi ve beceriler öğrenilir.
Klasik ve operant şartlanmada sönme; davranışın ortadan kalkması anlamında kullanılır.
    DAVRANIŞIN A-B-C- Sİ KURAMI



Video (Klasik Koşullanma)


SORULAR

SORU 1:

Klasik koşullanmada ,koşullanmış bir uyarıcıya bir süre sadece koşullu uyarıcı verilip, koşulsuz uyarıcının verilmemesi aşağıdakilerden hangisini meydana getirir?
A) Koşullanmış davranışta sönme gerçekleşir.
B)Koşullanma giderek kuvvetlenir.
C)Koşullanmış davranış süreklilik kazanır.
D)Negatif transfer gerçekleşir.
E) Organizmadaki öğrenme gücü azalır.
CEVAP: A
SORU 2:
Yeni karşılaşılan bir sorunun çözümü ,daha önceki bilgilerle ne kadar benzerlik gösterirse, problemin çözümü o kadar kolay olur. Bu durum öğrenmede hangi kavramla açıklanabilir?
A)Ket vurma
B)Sönme
C)Genelleme
D)Transfer
E)Ayırt etme                                
CEVAP: B            
SORU 3:
Liseler arası futbol şampiyonasına katılan öğrencilere öğretmenleri” eğer turnuvada birinci olursanız tüm dersleriniz beş olacak”derler. Öğretmenlerin bu sözü hangi öğrenme türünü ortaya çıkarar?
A)Modelden öğrenme
B)Deneme yanılma
C)Klasik koşullanma
D)Edimsel koşullanma
E)Gizil öğrenme
CEVAP: D
SORU 4:
Belirli bir miktardaki ışığa tükürük salgılayarak tepki veren bir köpek , belli bir süre sonra farklı şiddetlerdeki  ışıklara da tepki salya tepkisi vermiştir.Ancak farklı ışıklara tepki verdiğinde etle ödüllendirilmeyince önceki ışığa tepki vermeyi sürdürmüş , diğer ışıklara tepki vermemiştir.
Köpeğin davranışları sırasıyla hangi seçenekte doğru verilmiştir?
A)Klasik koşllanma-sönme-genelleme
B)Edimsel koşullanma-genelleme-ayırt etme
C) Klasik koşllanma-genelleme – ayırt etme
D) ayırt etme – genelleme-şatlanma
E) Klasik koşllanma- ayırt etme – genelleme
CEVAP: C
SORU 5:
Elektrik şokundan kurtulabilmeleri için, bir engeli atlamaları öğretilmek istenen köpekler, bu amaçla hazırlanmış özel bir düzeneğin içerisine yerleştirilmişlerdir. Deneyin amacı ortama verilecek elektrik şoku ile ses arasında köpeklerin ilişki kurmasını sağlamaktır.
    Bu deneyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi ‘olumsuz habercilik (geriye koşullama)” ilkelerine uygun bir davranıştır?

    A) Önce elektrik şokunu, ardından engeli ortama vermek
    B) Önce engeli, ardından elektrik şokunu ortama vermek
    C) Önce elektrik şokunu, ardından bir sesi ortama vermek
    D) Önce sesi, ardından elektrik şokunu ortama vermek
    E) Köpek engelden atlasa bile, elektrik şokunu ortamdan kaldırmamak

    CEVAP:C

    SORU 6:

    Pavlov’un “klasik koşullanma deneyi” nde, organizma için başlangıçta ilişiksiz (nötr) bir uyarıcı olan zil sesinin, daha sonra “koşullu şartlı (koşullu) uyarıcı” haline gelmesi, aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru biçimde açıklanmıştır?

      A) Koşullu uyarıcı ile diğer koşullu uyarıcının ilişkilendirilmesi sonucunda
      B) Koşulsuz uyarıcı ile koşulsuz tepkinin ilişkilendirilmesi sonucunda
      C) Koşulsuz uyarıcı ile nötr uyarıcının ilişkilendirilmesi sonucunda
      D) Koşullu uyarıcı ile koşullu tepkinin ilişkilendirilmesi sonucunda
      E) Koşullu tepki ile diğer koşullu tepkinin ilişkilendirilmesi sonucunda
      CEVAP: C

      SORU 7:

      Sahibi tarafından ilk kez veterinere götürülerek aşıları yaptırılan bir köpek, aynı veterinere ikinci kere götürüldüğünde, içerideki beyaz önlüklü kişileri gördüğü anda huysuzluk davranışları sergilemeye başlamıştır.
        Bu olayda ifade edilen ‘beyaz önlüklü kişiler” köpek veterinere ilk kez götürüldüğünde ve ikinci kez götürüldüğünde sırasıyla aşağıdaki kavramların hangisiyle örtüşür?

        A) Koşulsuz uyaran – Koşullu uyaran
        B) Koşullu uyaran – Koşulsuz uyaran
        C) Nötr uyaran – Koşulsuz uyaran
        D) Nötr uyaran – Koşullu uyaran
        E) Koşullu uyaran – Nötr uyaran

        CEVAP:D

        SORU 8:

        Yediği bir yemeğin bozuk olmasından ötürü, midesi fena halde bulanan bir birey, aynı hafta içerisinde aynı yemeği gördüğünde midesi aynı şekilde bulanabilir.
          Parçada anlatılan olayda, altı çizili durumlar, sırasıyla aşağıdaki kavramların hangileriyle açıklanabilir?

          A) Koşulsuz tepki, koşullu uyarıcı, koşullu tepki
          B) Koşullu tepki, koşullu uyarıcı, koşulsuz tepki
          C) Koşulsuz tepki, koşulsuz tepki, koşulsuz uyarıcı
          D) Koşullu tepki, koşullu uyarıcı, koşullu tepki
          E) Koşullu tepki, koşulsuz uyarıcı, koşulsuz uyarıcı

          CEVAP: A

          SORU 9:

          Klasik koşullanma süreciyle ilgili olarak, seçeneklerin hangisinde yanlış bir ifade kullanılmıştır?

            A) Koşullanma sürecinde organizma aktif haldedir.
            B) Tutum, tavır gibi duyusal hedeflerin kazandırılmasında etkilidir.
            C) Bazı fobilerin klasik koşullanma yoluyla oluştuğu söylenebilir.
            D) Bazı doğal reflekslerde, klasik koşullanmanın etkisi olduğu söylenebilir.
            E) Koşullanma, zihinsel özürlü bireylerin eğitiminde kullanılabilir.

            CEVAP: A

            SORU 10 :

            Aşağıdakilerden hangisi, Pavlov’un koşullama deneyiyle ilgili, yanlış bir açıklamayı içermektedir?

            A) Köpeğe sadece ses verildiğinde, meydana gelen salya salgılama tepkisi koşullu tepkidir.
            B) Koşullu tepki, otomatik tepkidir.
            C) Koşulsuz tepki ve koşullu tepki her zaman birbirinden farklıdır.
            D) Ses, et ile ilişkilendirilmeden önce nötr uyarıcıdır.
            E) Koşulsuz uyarıcı, organizma için doğal olan ve tepkiyi otomatik olarak meydana getiren uyarıcıdır.

            CEVAP: C

            AÇIKLAMA






            Hazırlanmış olan bu materyalin hedef kitlesi lise son sınıf öğrencileridir. Psikoloji dersinin öğrenme psikolojisi konusunda, genel hatlarıyla öğretilecek konularla ilgili tanımlar yapmak, konunun çeşitlerinden/sınıflamalarından bahsetme, örnekler ve sorular göstermek amacıyla kaynak olarak hazırlanmıştır.